İş işten geçti mi?

Ayşe Çetin —  9 Mayıs 2014 — Yorum bırakın

Bu saatten sonra neyi öğrenip neyi yazacağım ben ya

Bunu diyeni utandırmak için güzel örneklerle dolu internet. Özellikle startup olarak başlayıp bir marka üreten kadınlarla dolu güzel ülkemiz, dünyamız..Yazılım dünyasında da farklı değil durum, her şey tek bir olguya bakıyor aslında : başlamak ve ellerini kirletmek.

Ben lisans eğitimim sırasında 3. sınıfın ilk dönemine kadar kod yazmadan geldim diyebilirim.Size 3. sınıf diyorum! Belki biraz özgür yazılıma ilgim vardı, ubuntu kullanıyordum ama kod yazmak çok ayrı bir şey. Gerek duymadım, Google abi sağolsun, kopyaladım yapıştırdım, run ettim, geçtim. ( Bunu övünerek söylemiyorum, aslında çokça utandığım bir durumdur. )

Ne zaman ki, gerçekten cevval bir hocayla karşılaştım ve bizi gerçekten çalışan bir ürün çıkarmamız için zorladı, işler o zaman değişti.Gelenekselci yöntemlerle kod yazmanın öğretilemeyeceğini önceki ders aldığım hocalarım ve uzak durarak, kaçarak, korkarak bir yere varılmayacağını algılayamamış ben anlasaydık.Bir IDE açıp run tuşuna basmaktan korkmak kadar saçma, ‘ay ben şimdi bunu doğru yazamazsam, hata çıkarsa rezil olurum‘ kadar komik bir olay yok, inanın – ki ben çok yaptım bunları. Hata yapmak güzeldir, öğrenirsin. Bir projeye bodoslama dalıp içinde kaybolmayı, bir şeyleri kodlaryıp, çalıştırıp bir çıktı elde etmenin keyfini daha önce elde etmiş olmak isterdim.

Başlamak lazım, bir yerden, ne olursa. Belki bir ödev, belki bitirme projesi ama ne olursa olsun, o editörü açıp hello world bile olsa yazmak lazım, tek tek.

Çok yakın bir arkadaşım, bana tavsiye veriyordu :

Koda elini bulaştırman lazım!

Sadece masa ışığında, önünde bilgisayarın ‘Acaba şuraya integer değil de string değer versem ne olur ki’, diyecek kadar elleri bulaştırmak, sonra da hata aldığında kahkahayı basıp ‘Neden çalışmadı ki?’yi merak edecek kadar eğlenebilmek..Eğlenemiyor musun? Birazcık sabret, kod öyle bir dünya ki, insanı içine almaması mümkün değil.

“Ya ben okulu bitirdim ama yani hiçbir şey bilmiyor gibiyim” sendromu var mesela, hepimiz yaşadık. Size bir sır vereyim : mezun olduğunda kimse bir şey bilmiyor aslında 🙂 Belki bazıları eğitim hayatında biraz daha fazla projeyle uğraştıkları için elleri daha bulaşık, tek fark bu ve bu fark öyle kapanmayacak bir şey değil. Her şey sebat edip eğlenmeye çalışmakla alakalı. İşverenler sizden yeni mezun olarak kusursuz bir ürün çıkarmanızı ya da hemen ertesi günü çatır çatır projeye başlamanızı beklemiyor, sadece sizden hızlı öğrenmenizi isteyenler olabilir-ki bu da makul.

Son olarak, annemin eğlenceli ama doğru bir sözünü paylaşmak isterim :

Daha neymiş yaşın da, ne imkansızmış, yaparsın, yap!

 

 

Ayşe Çetin

Posts

No Comments

Be the first to start the conversation.

Yorum yapmak için